MHP'li Özdemir: Denetimsiz yayınları önleyici düzenleme şart
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, bütçe görüşmelerindeki konuşmasında yayıncılık alanında son dönemlerde artan denetimsiz ve sorumsuz içerik üretiminin toplumsal yapıya zarar verdiğini belirterek, "Düzenleme şart" ifadesini kullandı.
12.12.2025 20:30
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bütçesi üzerine konuştu.
MHP'li Özdemir'in konuşması;
Özel radyo ve televizyon yayınlarını düzenleyen mülga 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'un 1994 yılında yürürlüğe girmesiyle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kurulmuş, asli görevi radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek olmuştur. Ülkemize yayın yapacak kuruluşların lisans ve yayın izni de yine Radyo ve Televizyon Üst Kurulumuz tarafından verilmektedir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun üstlenmiş olduğu düzenleme ve denetleme görevlerini başarılı bir şekilde yerine getirirken yayıncılık adı altında yürütülen bazı faaliyetler son zamanlarda kamuoyu vicdanını yaralayan sonuçlar doğurmaktadır. Toplumsal gerginliklere sebep olan, millî ve manevi değerlerimize zarar veren, ahlaki ölçüsü bulunmayan ve hiçbir etik kurallarıyla bağdaşmayan bu girişimlerin engellenmesine yönelik yasal düzenlemelerin yapılması artık bize göre zorunluluk hâline gelmiştir. Son dönemlerde, özellikle bazı sosyal medya platformlarında haber alma, haber yapma ve haber yayma prensiplerine uymayan, basın yayın ilkeleriyle örtüşmeyen, bu kapsamda mesleki yeterlilik ve vasfı bulunmayan şahısların haber içerikleri oluşturmak, sokak röportajları yapmak, sözde anket düzenlemek, yanıltıcı ve yanlış bilgiyi yaymak gibi faaliyetler yürüttüğü görülmektedir. Özellikle "sokak röportajları" olarak adlandırılan gerçekte ise mizansen bir kurguyla kasıtlı olarak seçilen şahıslara yöneltilen soru ve cevaplarla algı oluşturma çabası yürütüldüğü, vatandaşlarımız arasında gerginlik çıkarıldığı, hatta bu gerginliklerin zaman zaman fiziki kavgalara dönüştüğü gözlemlenmektedir. Bu kapsamda, basın kartı bulunmayan veya kurumsal bir kimlik adı altında akredite edilmemiş şahısların basın faaliyetine yönelik yürüttükleri çalışmaların engellenmesinin yanında, söz konusu faaliyetler sırasında ve sonrasında yaşanan toplumsal kutuplaşmayı körükleyici yansımaların önüne geçilmesi gerekmektedir.
Yurt dışı kaynaklı platformlara yapılan yoğun reklam yatırımları Türk medyasının ve yerli dijital girişimlerin gelişimini sekteye uğratırken söz konusu platformların reklam politikalarının şeffaf olmaması ve hâlihazırda yerli platformlara kıyasla daha avantajlı bir konumda bulunmaları rekabet ortamını ciddi şekilde zedelemektedir. Diğer yandan reklamcılık faaliyetlerinin bu mecralar üzerinden yoğun şekilde yürütülmesi de reklam harcamalarının önemli bir bölümünün ülkemiz dışına çıkmasına sebep olmaktadır. Bu durum Türkiye açısından hem ekonomik anlamda kaynak kaybına hem de stratejik olarak dijital iletişimde dışa bağımlılığa zemin oluşturmaktadır. Ayrıca dezenformasyonlara ve provokasyonlara da alan açmaktadır. Söz konusu platformlar, Türkiye'de yürütülen yargısal süreçlerle alakalı gerekli görüldüğünde de bilgi paylaşımında bulunmak hususunda samimi bir yaklaşım göstermemektedir. Çoğu zaman küresel olarak tanımlanan bu şirketlerin iç hukuku Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın üzerinde görülmekte, ortaya çarpık ve kabulü asla mümkün olmayan neticeler çıkmaktadır yine benzer şekilde milletimizin millî ve manevi değerleriyle ilgili olarak olumlu paylaşımlarda bulunan sayfalara da zaman zaman kısıtlamalar getirilmesi, hesapların askıya alınması gibi uygulamalar bu platformların güvenilirliğini sorgulanır hâle getirmektedir.
Dolayısıyla rekabet anlamında Türk dijital medyasından mevcut koşullar altında daha avantajlı bir konumda bulunan yurt dışı merkezli platformların reklam kaynaklı elde ettikleri gelirlerinin gerekli yasal düzenlemeler yapılarak ivedilikle kısıtlandırılması gerekir. Böylelikle Türk medyası ve Türk dijital mecra kaynakları korunurken sağlanan destekler de artırılabilecektir. Yerli girişimlerinin artmasıyla beraber ekonomik anlamda reklamcılık faaliyetlerine ayrılan kaynakların önemli bir miktarı yurt içerisinde kalacaktır. Kamu kurumlarının ve özel sektör kuruluşlarının yurt dışı merkezli sosyal medya platformlarına yönelen reklam harcamalarının belirli oranda sınırlandırılması, böylelikle hem yerli medya kuruluşlarıyla dijital platformlarının desteklenmesi hem de adil ve dengeli bir rekabet ortamının tesis edilmesi hedeflenmelidir. Şimdiden tedbir alınmazsa televizyon, radyo ve diğer yayıncı kuruluşlarımızın yaşadığı gelir kaybı aradan geçen her gün daha fazla artacaktır.
Bu vesileyle sözlerime son verirken bütçeye olumlu yönde oy vereceğimizi belirtiyor, sizleri sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Kaynak:
Haber MerkeziYorumlar (0)
İlgili Haberler
Son Haberler
Emine Erdoğan, TOGEM-DER'in "Artsın Eksilmesin Dönüşüm Pazarı"nın açılışına katıldı
Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim bakanlıklarının 2026 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda
Yüzyılın Konut Projesine başvurular bu hafta sona eriyor
Ankara Esenboğa Havalimanı Metro Hattı'nda yapım çalışmaları 2026'da başlayacak